• Gömük Dişler
• Yarı Gömük 20 Yaş Dişleri
• Apikal Rezeksiyon
• Kist Operasyonları
• Preprotetik Cerrahi
• Frenektomi
• Biyopsi
• Sürme zamanı geldiği halde, diş dizisinde yer almayarak mukoza veya kemik altında kalan dişlere gömük dişler denir.
• Gömük kalmış dişler hastanın protez kullanımına bağlı olarak gelişen bası nedeniyle sonraki dönemlerde de sürme eğilimi gösterebilirler.
• Uzun süren iltihapların dişin üzerindeki mukozayı kalınlaştırması
• Komşu dişlerin baskısı
• Kemiğin çok yoğun olması
• Anormal pozisyonlar
• Çenede yer darlığı
• Daimi dişlerin etrafında fazladan diş veya kistik oluşumların bulunması
• Çene kemiğinde enfeksiyonlar
• Süt dişlerinin gereğinden fazla ağızda kalması
• Süt dişlerinin vaktinden önce kaybı
• Genetik nedenler
• Hamilelik döneminde anenin geçirmiş olduğu hastalıklar (kızıl, kızamık, suçiçeği gibi) ve kullanmış olduğu ilaçlar
• Kansızlık
• Tüberküloz
• Damak yarıkları
• Yirmi yaş dişleri (üçüncü büyük azı dişi veya akıl dişi) ağzımızda en son süren dişler olduğu için gömüklükleri en sık görülen dişlerdir.
Gömülü dişin şeklinin, komşu anotomik boşluklara yakınlığının ve etrafında bir patolojik durumun olup olmadığının tespiti için radyografik değerlendirme gereklidir. Radyografik değerlendirme için periapikal, okluzal ve panoramik radyografiler kullanılmaktadır.
• Komşu dişlere zarar veren gömük dişler
• Enfeksiyon riski oluşturan gömük dişler
• Ortodontik tedaviye engel olan dişler
• Kist ve tümör gibi patolojik oluşumlara neden olan veya bu oluşumların içinde bulunan gömük dişler
• Fokal enfeksiyon odağı oluşturan gömük dişler
• Nedeni bilinmeyen ağrılara(kulak ağrısı, çene eklemi ağrısı) neden olan gömük dişler
• Ağız açıklığının kısıtlanmasına neden olan dişler
• Kırık hattında bulunan gömük dişler
• Tamponu yarım saat süre ile ısırın.
• Ameliyatın yapıldığı gün boyunca ameliyat bölgenize dışarıdan soğuk uygulaması yapınız.
• Ameliyatın yapıldığı gün boyunca sıcak yiyecek ve içecek tüketmeyiniz.
• Ameliyatın yapıldığı gün boyunca sigara ve alkol kullanmayınız.
• Ameliyatımn yapıldığı gün boyunca sıcak duş ve banyo yapmayınız.
• Ameliyatın yapıldığı gün boyunca ağzınızı sıkça çalkalamayınız ve gargara yapmayınız.
• Ameliyatı takiben 1 hafta süre ile ya da dikişleriniz alınana kadar ameliyat bölgenizi fırçalamayınız.
• Hekiminizin size verdiği reçetedeki ilaçları ameliyatı takiben kullanmaya başlayınız.
• Ameliyatı takiben iki gün ve daha fazla süre ağrının mevcudiyeti durumunda hekiminize başvurunuz.
• Dikişlerinizin alınması için ameliyat gününden 1 hafta sonra kliniğimize geliniz.
Apikal rezeksiyon, kök ucunda iltihabı olan dişlerin ameliyat ile kök ucunun kesilmesi, bu bölgedeki patolojik oluşumların çıkarılması ve aynı esnada kök kanal veya kanallarının bakterilerden arındırılıp doldurulması işlemidir.
• Diş kökünde aşırı eğrilik, perforasyon (delinme) veya kök kanalı içinde kalsifikasyon bulunması nedeniyle kanal tedavisinin tam olarak yapılamaması
• Kök ucu tamamen kapanmamış yani gelişmini tamamlayamayan dişlerde kök kanal temizliğinin ve dolgu maddesi uygulanmasının başarılı bir şekilde yapılamayacağı dişlerde
• Kök kanalına dişin üzerinden ulaşılamadığında (kuron veya köprü protezleri yani kaplamaların varlığında) kanal tedavisi yapılamadığı durumlarda
• Kök kanal tedavisi sırasında alet kırıldıysa, kırılan aletin mutlaka çıkarılması gerekiyorsa, aleti çıkarmak gerektiğinde
• Dişin kök ucunda kistik oluşumların meydana geldiği durumlarda
• Diş kökünün kemik içerisindeki 1/3 uç kısmının kırılması durumlarında
Apikal rezeksiyon sonrası iyileşmenin değerlendirilmesinde en gerçekçi ölçüler periapikal radyografi ve klinik belirtilerdir. Bu nedenle hastaların takibi gereklidir.
Kistler, embriyolojik gelişim sürecinde dokular içine yerleşen hücre artıklarından gelişebildikleri gibi, enfekte kök kanalından gelişen irritasyon sonucu kök ucu bölgesinde meydana gelen patolojik değişiklikler ile veya kök ucunda kistik lezyonu bulunan dişlerin çekimi sonrası çene kemiği içinde bu lezyonun kalması sonucunda da gelişebilir.
Kist ameliyatlarında temel ilke tüm kistin çeperi ile birlikte çıkarılmasıdır. Kist lezyonu ile ilişkili olmayan komşu diş kökleri korunmalı ve kist içerisinde bulunan dişlerin apikal rezeksiyon yöntemi ağız içerisinde kalması sağlanmalıdır.
Bazı kist tiplerinde kistin kendi oluşturduğu basınçla ittiği ve gömük kalan dişlerin sürmesinin (çıkmasını) sağlamak amacıyla kist içerisine diren yerleştirilir. Bu diren her hafta değiştirilerek kist içindeki basıncın azaltılmasını, kist çevresinde yeni kemik oluşumunu ve gömük kalan dişlerin sürmesini sağlar. Kist tedavisinin fonksiyonel veya estetik sorunlara yol açmaması gereklidir.Bu nedenle büyük kist boşluklarının uygun kemik greftleri (kemik tozu) ve membranlar(bariyer) ile rekonstrüksiyonu gereklidir. Protez için çene kemikleri ve yumuşak dokuların düzenlenmesi (Preprotetik Cerrahi İşlemler) Protez yapılmadan önce yumuşak ve sert dokuların daha iyi bir duruma getirilmesi amacıyla yapılan cerrahi işlemlerdir.
• Çene kemiğinin üzerinde bulunan girinti ve çıkıntılar (Bunlar hareketli protezlerin kullanımı sırasında sürekli olarak vuruk yaralarına neden olur) düzeltilmesini
• Torusların (gelişimsel kemik büyümeleri yani lobuler kemik çıkıntıları) giderilmesini
• Frenektomiyi (dil ve dudak bağlarının kaldırılması)
• Protez kenarlarının mukozayı irrite etmesine bağlı olarak gelişen oluşumların (protez kenarı uru, irritasyon fibromu) alınmasını
• Erken yaşlarda diş kaybı ile birlikte uzun yıllar aynı protezi kullanan hastalarda çiğneme baskılarının kemiğe dengesiz iletilmesi sonucu kemik rezorpsiyonu ile birlikte çene kemiği üzerinde meydana gelen hareketli dokuların (mobil kretlerin düzenlenmesi) alınmasını içerir.
Çene kemiğinin tepesine yapışık olan dudak bağları (frenum) dişsiz hastalarda protez sınırlarının olması gerektiğinden daha kısa olmasına ve bu da protez tutuculuğunun azalmasına neden olur. Dişli hastalarda ise bu dudak bağı (frenum) iki diş arasında aralık oluşmasına (diastema) neden olur. Dil bağı (frenum) ise dil hareketlerini kısıtlayacak ve konuşmayı olumsuz etkileyecek biçimde kısa olabilir. Bu nedenle dil ve dudak bağları, fonksiyonel ve estetik sorunlara neden oldukları durumlarda cerrahi olarak giderilmeleri gereklidir.
Ağız içinde meydana gelen oluşum veya lezyonların histopatolojik özelliklerinin incelenmesi ve teşhis koyulabilmesi için o bölgeden parça alınması işlemidir.
• Herhangi bir neden olmadan 3 haftadan daha uzun süre devam eden lezyonlar
• Lokal irritasyon faktörlerini kaldırtıktan sonra ve lokal tedavi uygulanıktan sonra 10-14 gün ve daha uzun süre devam eden iltihabi lezyonlar
• Yüzey dokularda inatçı hiperkeratotik (beyaz renkli) lezyonlar
• Gözle görülen veya palpasyonda (elle muayenede) hissedilen doku içindeki tümöral büyümeler
• Uzun süre devam eden ve sebebi bilinmeyen iltihabi değişiklikler
• Lokal fonksiyonları (çiğneme, konuşma vb.) engelleyen lezyonlar
• Klinik ve radyolojik olarak tam tanı konulamayan kemik lezyonları
• Malignite şüphesi uyandıran lezyonlar